Birisi istifa etti, birisi ise çok rahatsız edici bir yöntemle kovuldu.
Önemli bir haber ajansımızın önemli bir servisinin başındaki kişinin işine çok rahatsız edici bir şekilde son verildi.

Ekonomi Servisi Müdürü, önce İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne bir konuda araştırma yapmak üzere gönderiliyor ardından 2-3 gün sonra uzaktan görüntülü görüşmeyle Genel Müdür tarafından işine son veriliyor.
Çalışanına bu kadar değer verilmeyen bir kurumda nasıl verimliliği, üretkenliği, aidiyeti, sadakati artıracaksınız? “Biz sadakat artırmak istemiyoruz istediğimizi yaparız” diyorsanız tabi o başka. Hikayenin daha değişik yönleri var ama daha fazla girmeyelim.
Zaten liyakata önem verilmediğini çok iyi biliyorduk ama insanların onur ve gururunu inciterek işine son verme işlemi de bardağı taşıran son damla oldu.
Gelelim ikinci olaya yani garip bir ayrılış hikayesine. Beraber görev yaptığım arkadaşım Ümraniye Kulübü Başkanı Tarık Aksar görevinden istifa etti. Ben de geçen sezon Ümraniyespor’da yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptım. Aksar’ın istifasından da burnuma yanık kokuları geliyor.

Bütün bunlar üzüntü verici gelişmeler. İnsana verilen kıymet gün geçtikçe azalıyor. Türkiye’de maalesef insanın kıymeti yeterince bilinmiyor. İdareciler insan kıymetini bilmiyorlarsa başarısızlığa mahkumdur. Bu böyle biline. Yaşayacağız ve göreceğiz.
Bir gün bu kararları verenler başını duvara toslayınca nasıl bir yanlış yaptığını anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak.

CHP’de bitmeyen “Değişim” şarkısı

Ana muhalefet partisinde devam eden “değişim” tartışmaları yeni aktörlerin sahneye çıkmasıyla devam ediyor. CHP nihayet tabandan gelen sese kulak verdi ve tüzükte değişiklik yapıyor. Gerçi seçim yenilgisi olmasa bu değişime gidilir miydi? Sanmam ama yine de iyi gelişme.

Peki yeni tüzükte neler var?

En önemli yenilikleri iki başlıkta toplayabiliriz. Önseçim olacak ve dönem sınırlaması gelecek. Artık 6-7 dönem milletvekilliği kalkacak, tıpkı Akparti’de olduğu gibi dönem sınırı gelecek. Bu değişiklerle Kılıçdaroğlu, “Değişim kişiyle değil, ilkeyle olur” mesajı verecek. Aslında Kılıçdaroğlu'nu koltuğu bırakmamak için yeni bir sebebe sarılmış olarak da görebiliriz. “Değişim istiyordunuz bakın değişimi yapıyorum” mesajını verdi.
Kılıçdaroğlu’nu indirmek isteyenler “değişim” sözüyle “Kılıçdaroğlu’nun gitmesini” kastediyordu, Kılıçdaroğlu ise bunu anlamamazlıktan gelip “değişim” adı altında partideki “genel başkanlık” hariç herşeyi değiştirerek “alın size değişim” diye cevap veriyor. Gerçekten değişik hatta komik bir durum oluştu. Bu durumun nerede son bulacağını milletçe merak ediyoruz.
CHP, “değişim” veya “yenilenme” kavramları üzerindeki çatışmaların gölgesinde kurultaya gidiyor. Bu da önemli bir şeydir. Sonuçta kim kazanırsa 'değişim ve yenilenme oldu' diyecek. Tartışmalar da bitmeyecek. Yerel seçimlerde ittifak işleri çok daha zorlu olacak. Kısacası CHP'yi ve muhalefeti zor günler bekliyor.