82 bin ton bomba, 40 bin can kaybı, 91 binden fazla yaralı… Bu rakamlar bu hafta 79. yıldönümü anılan Hiroşima’dan değil, dünyanın göz ardı ettiği Gazze’den. Gazze katliamı, sadece Müslüman halkları değil, tüm dünya halklarını büyük bir hüzne boğuyor. Bu trajedi artık, Müslüman devletlerin doğrudan müdahalesiyle çözülebilecek bir meseledir. 50’den fazla Müslüman ülkeden sadece 5’i cesaret edip harekete geçse, Müslüman halklar için yeni bir birlik ve adil bir dünyanın doğuşu sağlanacaktır. Bangladeş, Gazze’den ilham alarak kendi iç devrimini gerçekleştirdi. Yeni devrimler, şehitler verilmeden olmayacak gibi görünüyor.

İsrail’e karşı bir birlik oluşturulması zaruridir. Bu tür bir inisiyatifin tartışmaya açılması oldukça değerlidir. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin şu açıklamaları kayda değerdir: “Bölgenin bir “huzur kuşağı” olmasını mümkün kılacak “Kudüs Paktı”nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir. İnanıyoruz ki bu girişim, ilgili ülkelerde de karşılık bulacak, Gazze’nin, Kudüs’ün ve bölgenin makûs talihini değiştiren tarihî bir adım olacaktır.”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısırlı mevkidaşıyla geçen hafta yaptığı görüşmenin ardından şu açıklamada bulundu: “Netanyahu barış istemiyor. İsmail Haniye suikastı bunun göstergesidir. İsrail, ateşkesin başmüzakerecisini suikastla şehit etti. İsrail saldırıları büyük tehdit oluşturuyor. Netanyahu'ya 'dur' denilmezse tüm dünya ağır bedeller öder. Batı, üç maymunu oynuyor. Netanyahu'nun yeri kongre değil, sanık sandalyesidir. Artık tasmasını sahipleri eline almalı ve sahip çıkmalıdır. Bölge, daha fazla İsrail provokasyonunu kaldıracak durumda değildir. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olmak için hazırlanan dosyamızı Lahey’de sunacağız.”

Dışişleri Bakanı Fidan’ın bu açıklaması sonrası Türkiye, İsrai’in Gazze’de SOYKIRIM Suçu işlediği iddiasıyla Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı dava kapsamında bugün müdahillik talebinde bulunan 7. ülke oldu

Eski BM İnsan Hakları Raportörü ve siyaset bilimci Prof. Richard Falk, AA'ya Gazze'de yaşanan ağır insan hakları ve uluslararası hukuk ihlalleri ile uluslararası sistemin eksikliklerini değerlendirdi. Falk, “Gazze, insan hakları ve uluslararası hukuka yönelik korkunç ihlalleri durdurma konusundaki bu yetersizliğin belki de en kötü örneğidir” dedi. Eski BM Filistin Özel Raportörü Michael Lynk de, Gazze Şeridi'nde yaşananlara ilişkin yaptığı konuşmada “İsrail işgalinin tamamı artık yasa dışıdır. İsrail'e, işgal bölgelerini tamamen ve mümkün olan en hızlı şekilde terk etmesi söylenmiştir” dedi.

Dünyaca ünlü ABD'li Siyaset Bilimi Profesörü John Mearsheimer, İsrail'in acizliğini anlattı: "Hamas'ı yenemeyen İsrail, Hizbullah'ı mı yenecek? ABD olarak sadece bu yıl 18 milyar dolar verdik, yine yenemediler. Gittikçe dibe batıyorlar."

İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem, Filistinlilerin fiziksel ve cinsel şiddet, aç bırakılma ve uykudan mahrum bırakılma gibi ağır işkencelere maruz kaldığı İsrail hapishanelerinin "işkence kamplarına" dönüştüğünü açıkladı. Aralarında doktorlar, akademisyenler, kadınlar, avukatlar, üniversite öğrencileri, çocuklar ve siyasi liderlerin de bulunduğu eski tutuklular, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023'ten sonra İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını anlattı.

Sonuç olarak, uluslararası hukuk, dünya vicdanı ve dünya halklarının bütünü, ABD ve Almanya’nın yanı sıra birkaç küçük birkaç kıytırık devletten başka bu soykırımı destekleyen başka ülke kalmamıştır. O halde yapılması gereken gayet açıktır: Yeni, adil bir küresel sistemin kurulma zamanı gelmiştir; hem bölge hem de dünya için. Az cesaret ey siyasiler ve ey coğrafyamın aydınları…