Bu yazımızda özellikle ticari hayatta sıkça karşılaşılan “Karşılıksız Çek” ve “Şikayet Yolu ile Cezası” hakkında bilgi vermek istiyoruz. Hukukumuzda bir senedin hukuken karşılıksız çek sayılabilmesi şu şartlar bağlıdır:
Çek hükmünde olmasına,
Muhatap bankanın çekle işleyen hesabının bulunduğu ya da başka herhangi bir şubesine süresi içerisinde ödenmesi için ibraz edilmesine,
Bu ibrazın yetkili hamil tarafından yapılmasına,
Karşılığının tamamen veya kısmen mevcut olmadığı gerekçesiyle ödenmemesine,
Bu durumun Türk Ticaret Kanununun 808. maddesi ve Çek Kanununun 3/4. fıkrası uyarınca muhatap banka tarafından çekin ibraz günü de gösterilerek çekin arka yüzüne yazılmasına ve bu beyanın banka yetkilisinin yanı sıra söz konusu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden hamil tarafından imzalanmasına.
Türk Ticaret Kanunu’nun 808. maddesine göre; bir çekin karşılıksız olduğunun takas odasının beyanıyla ya da noter tarafından düzenlenecek ödememe protestosu ile tespit ettirilmesi de mümkündür. Böyle bir durumda söz konusu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden hamilin bu tespitleri imzalaması şart olarak aranmamıştır.
Karşılıksız çek düzenleme suçu ise yukarıda belirtilen koşulların mevcut olduğu durumlarda “karşılıksızdır” işleminin yapıldığı anda oluşmuş kabul edilir.
5941 sayılı Çek Kanununda, 6728 sayılı Kanun ile değişiklikler yapılarak “karşılıksızdır” işleminin yapılmasına sebebiyet veren kişilere hamilin şikâyeti üzerine yetkili icra mahkemesi tarafından adli para cezasının verilmesi, koruma tedbiri olarak çek düzenlenme ve çek hesabı açma yasağının uygulanması ve bu yasağın sonucu olarak da ilgili kişilerin ellerinde bulunan çek yapraklarını bankalara iade etmeleri öngörülmüştür (Çek Kanunu Madde 5). Söz konusu adli para cezasının ödenmemesi durumunda ise bu cezanın 5275 sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”un 106/3. fıkrasına göre kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilmesi kabul edilmiştir (Çek Kanunu m. 5/11).
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Av. S. Gökçe ÖZDEMİR
KARŞILIKSIZ ÇEK, ŞİKAYET YOLU VE CEZASI
Bu yazımızda özellikle ticari hayatta sıkça karşılaşılan “Karşılıksız Çek” ve “Şikayet Yolu ile Cezası” hakkında bilgi vermek istiyoruz. Hukukumuzda bir senedin hukuken karşılıksız çek sayılabilmesi şu şartlar bağlıdır:
Çek hükmünde olmasına,
Muhatap bankanın çekle işleyen hesabının bulunduğu ya da başka herhangi bir şubesine süresi içerisinde ödenmesi için ibraz edilmesine,
Bu ibrazın yetkili hamil tarafından yapılmasına,
Karşılığının tamamen veya kısmen mevcut olmadığı gerekçesiyle ödenmemesine,
Bu durumun Türk Ticaret Kanununun 808. maddesi ve Çek Kanununun 3/4. fıkrası uyarınca muhatap banka tarafından çekin ibraz günü de gösterilerek çekin arka yüzüne yazılmasına ve bu beyanın banka yetkilisinin yanı sıra söz konusu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden hamil tarafından imzalanmasına.
Türk Ticaret Kanunu’nun 808. maddesine göre; bir çekin karşılıksız olduğunun takas odasının beyanıyla ya da noter tarafından düzenlenecek ödememe protestosu ile tespit ettirilmesi de mümkündür. Böyle bir durumda söz konusu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden hamilin bu tespitleri imzalaması şart olarak aranmamıştır.
Karşılıksız çek düzenleme suçu ise yukarıda belirtilen koşulların mevcut olduğu durumlarda “karşılıksızdır” işleminin yapıldığı anda oluşmuş kabul edilir.
5941 sayılı Çek Kanununda, 6728 sayılı Kanun ile değişiklikler yapılarak “karşılıksızdır” işleminin yapılmasına sebebiyet veren kişilere hamilin şikâyeti üzerine yetkili icra mahkemesi tarafından adli para cezasının verilmesi, koruma tedbiri olarak çek düzenlenme ve çek hesabı açma yasağının uygulanması ve bu yasağın sonucu olarak da ilgili kişilerin ellerinde bulunan çek yapraklarını bankalara iade etmeleri öngörülmüştür (Çek Kanunu Madde 5). Söz konusu adli para cezasının ödenmemesi durumunda ise bu cezanın 5275 sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”un 106/3. fıkrasına göre kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilmesi kabul edilmiştir (Çek Kanunu m. 5/11).