Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son NATO zirvesindeki olumlu tutumu ve Türkiye’nin dış politikasındaki ana ekseni tahkim kararı devam ediyor. Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) tam üye olma kararını sürdürürken AB’nin de üyelik sürecini canlandırmasını ve tamamlamasını istiyor. İsveç’in insan haklarına aykırı eylemlerin ve Türkiye düşmanı terör örgütlerinin merkezi olmasına rağmen NATO üyeliğine de yeşil ışık yakıldı. ABD ile de müttefikliğe yakışır şekilde ilişkileri geliştirmek için yeni bir dönemin başlangıcı vurgulanıyor. Öyle ki hem AB hem de ABD ile ilişkileri büyük ölçüde zehirleyen Yunanistan ve İsrail ile de ilişkilerde hissedilir şekilde düzelmeler yaşanıyor. Bütün bunlar ABD’nin de milli güvenlik politikalarına uygun gelişmeler.

Ancak, Türkiye karşıtı söylemleriyle sürekli gündeme gelen ve bunu bir ‘siyaset kariyerine’ dönüştürecek kadar saplantıya çeviren ABD'li Senatör Bob Menendez, Türkiye ile ABD ve hatta Yunanistan’ın ilişkilerini bozmaya kendini adamış gibi görünüyor. Menendez son olarak F-16'lar konusunda hala endişeli olduğunu belirterek “Benim görüşlerimde değişen bir şey yok” dedi. Gerekçesini ise Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya katılımını 'hala onaylamaması’ diye açıkladı. Menendez’e göre Erdoğan'ın 'Kararı meclis verecek' ifadesi yanlış ve sonbahara kadar beklemeye gerek yok. Menendez sözlerini daha da ağırlaştırarak “Bir NATO müttefiki ülkesine karşı savaşçı bir duruş sergileyen bir ülkeye F-16 satmamız ne kadar işlevseldir” diye soruyor. Yanıtı basit; Türkiye demokratik bir ülkedir ve birçok konuda tıpkı ABD gibi önemli kararlarda meclis onayı gerekir. Türkiye’nin tutumunun doğru olduğuna dair ikinci yanıtı ise Menendez’in kendisi vermiş. “Bir NATO ülkesine karşı teröristlere destek olan bir ülkeye NATO üyeliği sorgusuz, engelsiz nasıl sağlanabilir?”

Bütün bu çelişkiler de gösteriyor ki “Bob Menendez bu anlayışsızlığı ve saplantılarıyla artık Türkiye, ABD, Avrupa ve Yunanistan için ciddi bir milli güvenlik problemidir.”