Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Diyanet İşleri Başkanlığı, Erciyes Üniversitesi, Ankara Bilim Üniversitesi ve SETA tarafından organize '4'üncü Uluslararası Medya ve İslamofobi Forumu', ATO Congresium'da düzenlendi. İsmamofobi'nin küresel ve yerel boyutlarıyla ele alındığı forumun ana gündem maddesini, Gazze’de yaşanan katliam ve insanlık dramı oluşturdu. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Doç. Dr. Hasan Doğan'ın katıldığı formda; moderatörlüğünü RTÜK Başkan Yardımcısı Deniz Güler'in yaptığı 'Küresel Boyutlarıyla İslamofobi' ve yine moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ve üstlendiği 'Yerel Boyutlarıyla İslamofobi' başlıklı oturum düzenlendi.
'FOBİ' KELİMESİNİN YANINA GETİRİLDİĞİ TEK DİN İSLAM’
SETA Vakfı Dış Politika Kıdemli Araştırmacısı Prof. Dr. Muhittin Ataman, 'fobi' kelimesinin yanına getirildiği tek dinin İslam olduğunu, İslamofobi'nin ise ırkçı bir kavram olduğunu söyledi. Gazze olaylarında ciddi bir İslam karşıtlığının tezahür ettiğini belirten Ataman, 7 Ekim’den bu yana Filistinlilere ve Hamas’a yönelik büyük dezenformasyonun tedavüle sokulduğunu ifade etti.
İSLAM DÜŞMANLIĞIYLA MÜCADELE STRATEJİLERİNİ ANLATTI
Panelde, Uluslararası Balkan Ünivesitesi'nden Prof. Dr. Shener Bilalli de Bosna Hersek özelinde İslam düşmanlığıyla mücadele stratejilerini anlattı.
‘İSLAMOFOBİNİN TEMELİNDE DUYGUSAL VE PSİKOLOJİK BİR ZEMİN VARDIR’
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Halid Abd Mustafa, moderatörlüğünü RTÜK Başkan Yardımcısı Deniz Güler'in yaptığı 'Küresel Boyutlarıyla İslamofobi' başlıklı oturumda, Gazze'deki katliama ve bu esnada küresel medyada ele alınan konulara dikkati çekti. Dünyanın Filistin ile ilgili çifte standartlı tutumunu eleştiren Mustafa, "Gözler önünde gerçekleşen katliamlar, Gazze'deki her şeyi yok etmiştir. Buradaki en önemli soruların başında medyanın nerede olduğu sorunsalı gelmektedir. Batı medyası olanları hiç olmamış gibi ya da olanları İslam'ın suçu olarak göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Tulane Üniversitesinden Prof. Dr. Raymond Taras da, "İslamofobiyi incelerken korku, güvensizlik, ön yargı ve kaygı terimlerinin medyanın toplum üzerindeki tutum belirleyici tavrı ile toplam bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir" ifadesini kullandı.
'İSLAMOFOBİ MEDYA ALANINDA TEMEL BİR SORUN ALANI OLARAK BELİRLENMELİDİR'
Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu ise "İslamofobi medya alanında temel bir sorun alanı olarak belirlenmelidir. Daha sonra bu soruna yönelik çözüm önerileri sunulmalıdır. Bir taraftan da yeni platformlar var biliyorsunuz. Yani internet tabanlı geleneksel medyanın yerine konumlanan dijital platformlar. Buralarda yayınlanan dizilerle, filmlerle, belgesellerle, birtakım içeriklerle yine toplumun gündeminde algı düzenlemeye çalışılıyor" diye konuştu. (DHA)